Sayfalar

Hamd, ancak Allah'adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz.

25 Ekim 2021 Pazartesi

Düğün Konuşması

Bismillah velhamdulillah vessalatu vesselamu ala Rasulillah, emma ba’d...

Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu...

Değerli Müslümanlar hepiniz hoş geldiniz, Rabb'imizin izniyle günümüzün önemi itibarıyla evlilikten bahsedeceğiz. Akabinde hepimizin malumu evliliğin getirdiği en tatlı meyve olan evlatların/neslin korunması konusuna diğer bir ifadeyle çocuklarımız noktasındaki sorumluluklarımız konusundada bir hatırlatmada bulunmaya çalışacağız. Gayret bizden başarı Allah subhanehu ve Teala dandır...

Evrensel bir din olan İslâm, her çağa, coğrafyaya ve topluma hitap etmekle beraber, ferdî ve toplumsal hayatın temel esaslarını belirlerken, insanoğlunun hem dünya hem de ahiret mutluluğunu hedef ve gaye edinmiştir. Ahiret mutluluğunun elde edilmesi, İslâm‟ın belirlediği ölçütler çerçevesinde sürdürülebilen huzurlu ve mutlubir dünya hayatının varlığına bağlıdır. İşte dünya hayatının huzuru, mutluluğu ve sükûnu, büyük ölçüde iyi bir eş seçimi yapmak suretiyle oluşturulan aile ortamı ve bu ortamda yetiştirilen sağlam nesiller sayesinde mümkün olmaktadır.

Muhammed (s.a.s.), öncelikle söz ve fiilleri ile insanlığa örnek olmuş ve onlara, her iki cihan saadetini elde edebilmeleri için, hayatlarının her safhasını kapsayan ilke ve prensipler koymak suretiyle rehberlik görevini ifa etmiştir. Konumuz
itibariyle bu ilkelerin en önemlilerinden biri de, sağlam bir aile yapısının ana unsuru olan eş seçiminde dindarlığın ön planda tutulmasıdır.

Bu noktadan konuyu biraz değelendirmeye çalıştığımızda, görüyoruz ki, Resulullah (s.a.s.) evliliği teşvik etmekle birlikte, eşin dindar olanının tercih edilmesinde hem dünya hemde ahiret saatetinin olduğunu belirtmektedir.

Bu noktada birkaç hadis zikredecek olursak;

“Nikâh benim sünnetimdir. Bundan yüz
çevirenler benden değildir.”(Buhari) demek suretiyle, evlilikten kaçanlar için, kendi yolundan
ayrıldıkları anlamında bir ifade kullanmıştır.

“Gençler! Sizden durumu müsait olan
hemen evlensin. Zira evlilik gözü (haramdan) çevirir ve iffetin korunmasına daha çok
vesile olur.”(Buhari) hadisinde ise, iffetli olmada evliliğin rolünü belirtmiştir.

“Kadın dört şeyi, yani malı, güzelliği, soy-sopu ve dindeki kemâli için nikâhlanır. Siz dindâr olanını tercih ediniz ki, elleriniz hayır görsün!..” (Buhari) hadisinde ise dikkati evlilikte tecih edilecek kişinin vasfına çekmektedir.

“…Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!” (Furkân, 74)

Netice itibariyle evlilk, kaçınılmaz bir ihtiyaç, Resullah'ın süneti, haramdan korunmanın yolu, imanı korumanın vesilesidir...

Birde evliliğin getirdiği sorumluluklar var! Malesef evlilik müesesesinde en çok ihmal ettiğimiz konuda budur. Hem erkek hemde kadının ciddiyetile bilmesi gerekirki, evlilik ben olmaktan çıkıp biz olmaya başlamaktır, yani sorumluluk altına girmektir... Evet evlilik bir nimettir her nimette olduğu gibi evlilikte bir imtihandır.

Bundan dolayı özelde şimdi evlenen kardeşlerimizin geneldeyse bütün müslüman evliller bu konuya dikkatlerini yoğunlaştırmalıdırlar. Bu konuda baştada belirtmeye çalıştığımız gibi modelimiz Muhammed (s.a.s.) ve Eşleri olmak durumundadır. Bu ilkeye bağlı kalma kaydıyla kitaplar okumalı hatta kitaplar eşliğinde dersler yapılmalıdır.

Üzülerek belirtmek zorundayız ki, bu konudaki gevşek tutum, evliliklerin kalitesini düşürüyor hatta evliliklerin kimisini beklenen saadet yuvasından ziyade çekilmez bir çileye dönüştürüyor. Nasıl olmasın ki, kişi bir iş ya da bir işletme sahibi olurken bile yığınla araştırma ve çok fazla istişare ediyor olmasına rağmen kimi zaman başarısız oluyorda, evlilik gibi ulvî bir sorumluk konusunda gayri ciddi bir tutumla başarılı olsun? Ne mümkün!?

Konuyu daha fazla uzatmamak üzere evliliğin meyvesi olan çocuklar konusundada sorumluluklarımıza değinmek istiyorum.

"Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın." (Bakara, 128) ayetinde dikatinizi çekti mi? İbrahim (a.s)'ın ağzıyla bize öğretilen duada dahi, önce kendimizin doğrulmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz! Sahi biz anne-babalar sorumluluk sahibi birer mümin olsak yani, Allah'ın hududutlarına riayet edersek çocuklarımızda bize tabi olmazlar mı? İnsanlık tarihi boyunca istisnai vakalar hariç hep çocuklar kendi atalarına yani anne ve bababarına benzemişlerdir...

O halde neslimizin emniyeti için, ciğer parelerimizi Tahrim suresi 6. Ayette geçen, "yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşidinden koruyun" emri gereği kendimizi ıslah edelim ki, çocuklarımızı bahsi geçen cehhennem ateşinden korunmaya çalışmış olalım.

Unutmayalım ki, anne-babalar birinci dereceden çocuklarından mesuldurlar. Kimilerimizin aklına "çocuğumu tağuti sistemin eğitiminden koruyorum, daha ne olsun" türünden düşünceler gelebilir. Bilelim ki, bu tür düşünceler yanlış yani İslam ile bağdaşmaz. Çünkü, çocuklarımız geleceğimizdir, geleceğimiz olan çocuklarımızı ise sadece tağuti eğitim korumlarından korumamız yetmez. Ancak eğitim ile sorumluluğumuzun bir kısmını yerine getirmiş oluruz... Bu ise başta güzel/doğru örnek olmamızla mümkündür. 

Dikat etikse, kaliteli bir toplum ya da kaliteli çocuklar hep kaliteli evler/evlilikler ile mümkün olmaktatır. Zaten başkasıda realiteye uygun düşmez.

O halde sözü daha fazla uzatmadan, hazır bir aradayken sözümüzün her müslümana isabet edebileceği şekilde noktalayalım.

Değerli müslümalar, Islah olmuş bir toplum, kaliteli bir gençlik ve huzurlu yuvalar istiyorsak, birinci ve en önemli sorumluluğumuz, ben ne durumdayım? Sorusuna samimiyet ile cevap vermekten geçer.

Misal; anneysek, çocuklarımızı geleceğe yani ahirete yönelik nekadar hazırlıyoruz? İşimiz gücümüz yemek, elbise vs. Mi? yoksa derdimiz çocuklarımızın islami durumu mu? Elbette bu soruların gerçekçi cevabı işe yarar. Yoksa sabahtan akşama kadar elinde telefon, o dizi senin bu dizi benim, o mağaza senin bu mağaza benim şeklinde günleri öldüren bir ebeveyn istediği kadar benim derdim çocuklarımın islamı desin... gerçekci değildir...

Hasılı kelam; muhterem müslümanlar sözlerimiz meclisten dışarıya değil, bizzat bizedir. Öyleki kendimize ilaç olmasını temenni ediyoruz.

Rabbim, sen şu ahir zaman dönemine isabet etmiş olan bizlere dinimizi koruma gücü ver. Evliliklerimizi razı olduğun şekilde sürdürmemizi bize nasip et. Çocuklarımızı birer ismail misali emrine amade olacak olgunluğa ulaştır.

Yeni evlenmiş olan çiftimize hayırlı birer eş olmalarını ve kendilerine göz aydılığı olacak bereketli zürriyetler nasip et! Amin.

Elhamdülillahi rabbil alemin...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.