Sayfalar

Hamd, ancak Allah'adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz.

27 Mayıs 2012 Pazar

Kandil Geceleri (2)



Muhakkak ki bütün hamdler Allah’adır, binaen aleyh O’na hamd eder, O’ndan yardım ister ve mağfiret talep ederiz. Nefislerimizin ve kötü amellerimizin şerrinden de ona sığınırız.

Allah kime hidayet ederse onu hiç bir kimse sapıttıramaz. Kimi de sapıttırırsa ona da kimse hidayet veremez. Şahadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve şeriksiz olarak birdir. Ve yine de şahadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür.

‘Ey imân edenler! Allah’tan nasıl korkulması gerekiyorsa öylece korkun ve Müslümanlar olarak ölmeye çalışın.’ (Ãl-i ‘İmrân, 3/102)


‘Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini vücuda getiren, ikisinden birçok erkeklerle kadınlar üreten Rabbinizden korkun ve günah yapmak-tan sakının. Yine kendisine hürmet göstererek birbirinizden, dileklerde bulunduğu-nuz Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının. Şüphesiz ki Allah, üzerinize gözcü bulunuyor.’ (Nisâ’, 4/1)

‘Ey iman edenler Allah’tan korkunuz ve doğru söz söyleyin ki Allah size, işlerinizi düzeltip muvaffakiyet versin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim. Allah’a ve Rasûlüne itaat ederse, o, gerçekten büyük bir kâra kavuşmuştur.’ (Ahzâb, 33/70-71)

Ve bundan sonra:

‘Muhakkak ki sözlerin en doğrusu Allah’ın Kelâmı, yol-ların en hayırlısı Muhammed sallAllahu aleyhi we sellem’in yoludur. İşlerin en kötüsü ise sonradan uydurulanlardır. Sonradan uydurulup dine sokulan her amel bidat, her bidat sapıklık ve [her sapıklık da ateştedir.]’ |1|
_________
|1| Bkz; Muslim, es-Sahîh (867); Nesâ‘î, es-Sunen (3/188)|

1. Mevlid Kandili'nin Reddi.!

Birçok mevlid toplantıları münkerden, bid’atlardan ve İslam’a muhalif olan şeylerden uzak değildir. Çünkü bunu ne Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem, ne Ashab, ne tabiin, ne dört büyük imamlar ne de İslam'ı en iyi bilen ve en iyi yaşayan asırlardan birinde hiçbir kimse yapmış değildir. Çünkü bunun Şer’i bir delili yoktur.

Mevlithanlar çoğu kez şirke düşecek sözler söylerler. Mesela arada sırada “Meded ya Rasulullah!” veya “Bizlere imdat kıl!”, “Ya Rasulullah yalnız sanadır itimadımız!”, “Ya Nebiyullah kaldır bizden sıkıntıyı!” gibi yalnız Allah’a dua edip isteneceği şeyleri Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem'den isterler.

Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem bu sözlere şahit olsaydı büyük şirkle onların üzerine hükmederdi. Zira darlıkta olan imdadına giden, sıkıntıları gideren, kendisine dayanılıp imdat istenilen yalnız Allah (Celle Celaluhu)’dur.

İşte bu konuda Âyet ve Hadisler:

1. “Yahut dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da kötülüğü (onun üzerinden kaldırıp) açıyor.” |Neml, 27/62|

2. “De ki; doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim." |Cin, 7221|

3. Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem şöyle buyurdu:

“Bir şey istediğin zaman Allah’tan iste! Yardım talep ettiğin zaman yine Allah’tan yardım talep et!”

|Sahihtir, Tirmizi, (2516)|

Bir çok mevlidlerde Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem‘in kendi hakkında söylenmesini yasakladığı aşırı övgüler yapılmaktadır. Oysa ki, Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem bu gibi aşırı övgüleri şu sözü ile yasaklamıştır:

“Hırıstiyanların Meryem oğlunu İsa (Aleyhi's-Selam) abarık sözlerle övdükleri gibi beni de öyle övmeyin. Ben ancak bir kulum, bana Allah’ın kulu ve Rasulu deyin.”

|Buhari, Enbiya: 48 (1438)|

Düğün ve başka mevlitlerde Allah’ın; Muhammed’i kendi nurundan, bütün eşyayı da onun nurundan yarattığını zikretmektedir. Oysa ki, bunları şu ayetler yalanlamaktadır:

“De ki; ben ancak sizin gibi bir beşerim, bana vahyedildi ki, sizin ilahınız tek bir ilahtır.” |Kehf, 116|

Bilinen şu ki:

Allah’ın Rasulu sallAllahu aleyhi we sellem bir ana-babadan yaratılmış olup Allah’ın vahyi ile şereflenmiş bir kuldur.

Ayrıca mevlit kitaplarında bütün alem Muhammed sallAllahu aleyhi we sellem'in hatırası için yaratıldığı zikredilmektedir.

Halbuki Kur’an bu iddiayı şu ayeti ile yalanlamaktadır:

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” |Zariyat, 51/56| Yani alemin bir parçası olan cinler ve insanlar Muhammed sallAllahu aleyhi we sellem’in şerefi için değil, Allah’a ibadet etmeleri için yaratılmışlardır. Başka bir ayette de: “(Rasulum!) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” |Enbiya, 21/107| ifade edilmektedir. Bu Kur’an’ı haber de alemin Muhammed sallAllahu aleyhi we sellem için değil, Muhammed sallAllahu aleyhi we sellem’in alem için yaratıldığını açıkça beyan buyurmaktadır.

Hırıstiyanlar Mesih’in ve aile efradlarını doğum günlerini bayram olarak kutlarlar. Müslümanların da nebinin veya bazı şahışların doğum günlerini kutlamaları Hırıstiyanlardan esinlenme bir bid’at’tır.

Oysa ki Rasulullah sallAllahu aleyhi we sellem şöyle buyuruyor:

“Kim bir topluma kendini benzetirse onlardandır.”

|Hasendir, Ebu Davud, Libas: 5; Ahmed, 2/50|

Çoğu kez mevlitlerde kadın, erkek karışık şekil bulunurlar ki, bu ayrıca İslam’ın haram kıldığı bir davranıştır.

Ayrıca mevlit günlerinde yüz binlerce paralarla satın alınan rengarenk kağıtlar, kandiller biraz sonra yerlere atılarak ithal edildikleri kafir ülkelere para aşırmaktan başka hiç bir faydası yoktur. Halbuki, Allah’ın Rasulu sallAllahu aleyhi we sellem, boş yere malın harcanmasını yasaklamıştır.

Böylesi merasimlerde süslenip püslenme, yemek hazırlama ile geçirilen vakitler çoğu zaman namazın terkine bile müncer olmaktadır.

Mevlidin sonunda Rasulullah’ın huzura geldiği inancıyla ayağa kalkarlar ki, bu da uydurulmuş yalandan başka bir şey değildir.

Çünkü yüce Allah şöyle buyuruyor:

“Onların (ölenlerin) gerisinde dirilecekleri güne kadar bir berzah (berzah dünya ile ahiret arasındaki engeldir) vardır.” |Mu’minun, 23/100|

Enes İbn Malik (rahimehullah) diyor ki:

“Ashabın yanında Rasulullah’tan daha sevgili kimse yoktu, buna rağmen ashab onu gördükleri zaman hoşlanmayacağını bildikleri için Rasulullah’a kıyam etmezlerdi.”

|Hasendir, Tirmizi, (2754)|

Bazıları şöyle derler:

“Mevlitte biz Rasullah’ın siretini okuyoruz bu suç mudur?”

Gerçek şu ki, onlar Rasulullah’ın siretine ters düşen yalan ve iftiralar kabilinden şeyler okuyorlar. Hem onun siretini senede bir defa değil, her zaman okunmalıdır. Ayrıca Rasulun doğduğu Rabiye'l-Evvel ayı, onun ölüm ayıdır da. Dolayısıyla sevinç ayı olmaktan çok, üzüntü ayı olmalıdır, -ki, İslam da ne kimsenin doğumu için kutlama, ne de ölümü için matem törenleri tertipleme yoktur.-

Rasulullah’ın doğum gecesini kutlayanlar çoğu kez gece yarısına kadar uykusuz kalmakta, ya sabah namazını terk ediyorlar, ya da en azından cemaatla kılmayı kaçırıyorlar.

İnsanların çoğunun mevlit merasimine önem vermesi, onun Şeriat'a göre uygun olmasını ifade etmez. Çünkü islam bir demokrasi dini değil ki, çokluk nerdeyse, hak da orada olsun. Bütün insanlar hakka karşı çıkmış olsa, onu benimseyen tek bir kimse bulunmasa dahi “hak” yine haktır ve gerçek olan odur.

Yüce Allah şöyle buyuruyor:

“Yeryüzünde çoğunluğa uyarsan seni Allah’ın yolundan saptırırlar.” |En’am, 6/116|

İbn Ömer (radıyAllahu anh) diyor ki:

“Bütün bid’atlar sapıklıktır insanlar onu güzel görse de.”

|Sahihtir, Lalekai, İtikad (126); İbn Batta, Şerhu's-Sunne (205)|

Hasan el-Basri Rahimehullah de diyor ki:

“Daha öncekiler arasında sünnet ehli azınlıkta idi, gelecekte de azınlıkta kalacaktır. Zira onlar nimet bolluğu zenginlik içinde şımarmış olanların arasına katılmadılar. Din adına ibadet uyduran bid’atçıların, bid’atlarına iştirak etmediler. Rableriyle karşılaşıncaya kadar İslam sünnetleri üzerinde hayatlarına devam etmeye sabrettiler. Ey müslümanlar sizlerde öyle olunuz.”

|Darimi, Mukaddime: 21|

2. Regaib Kandili'nin Reddi.!

Bu geceyi ihya etmek maksadıyla Receb ayının ilk Cuma gecesi yani akşamla yatsı arası kılınan on iki rek'atlık namazın ve bu gecenin fazileti hakkında dayanılan rivayet şudur:

Enes İbn Malik radıyAllahu anh, Allah Rasulu sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediğini rivayet eder:

"Receb ayında orucun faziletini zikrettikten sonra, devamla; "O ayda bulunan ilk Cuma gecesinden gafil olmayın. Çünkü o, meleklerin Regaib diye isimlendirdikleri bir gecedir. Kim Receb ayının ilk Perşembe gününü oruç tutar ve o günün, akşamla yatsı arası on iki rekat namaz kılarsa, (namazın keyfiyetini açıkladıktan sonra) Allah Teala o kimsenin günahlarını bağışlar."

|Ebu Şame, el-Bais, sy: 39-40|

İbnu'l-Cevzi bu hadis hakkında şunları söyler:

"Bu hadis Allah Rasulu sallAlahu aleyhi ve sellem üzerine uydurmadır. Ali İbn Abdullah İbn Cahdami bu rivayetiyle ilim ehli tarafından itham olunup yalancı sayılmıştır. Şeyhimiz hafız Abdulvahhab'ı şöyle derken işittim: "Bu hadisin ravileri meçhuldür. Ravilerle ilgili bütün kitaplarda onları aradım ve bulamadım."

|Ebu Şame, el-Bais, sy: 40; İbnu'l-Cevzi, el-Mevdu'at, 2/125-126|

İbnu'l-Cevzi sözüne şöyle devam eder:

"Bu hadisi uyduran kimse bid'atında çok aşırı gitmiştir. Çünkü bu namazı kılan kimse önce gündüz oruç tutacaktır. Belki de o günün gündüzü çok sıcaktır, oruçlu olunca da akşam namazına kadar haliyle yemek yeme imkanı bulamayacaktır akşam nama­zından sonra, bu namaz için uzun tesbihat sebebiyle kıyamda ve secdede duracak gayet eziyet çekmiş olacaktır. Ben doğrusu ramazan ve teravih namazlarına nazaran insanların bunda, nasıl izdihamlaştıklarını kıskandım. Bilakis bu namaz halk indinde diğerinden daha büyük ve değerlidir. Çünkü bu namazda diğer beş vakit namaza gelmeyenler hazır bulunuyor.

|Ebu Şame, el-Bais, sy: 30; İbnu'l-Cevzi. el-Mevdu'at, 2/127|

Hafız Ebu'l-Hitab ise şunu söyler:

"Regaib namazını uydurmakla ittiham edilen kimse Ali Ibn Abdillah İbn Cahdami'dir. Meçhul olan raviler üzerine uydurmuştur. Ki bunlar, kitapların hiçbirinde mevcut değildir.

|Ebu Şame, el-Bais, sy: 40|

Hafız el-irakı şöyle der:

"Rezin, kitabında bunu irad etmiştir. O uydurma bir hadistir"

|Şukayri, es-Sunenu ve'l-Mubîede'at, sy: 140|

İmam Tartuşi şu sözünü ekler:

"Receb ayındaki Regaib namazı ise, Beyti'l-Makdis'de bizim bulunduğumuz yerde ancak hicri 448 senesinde ihdas (uydurulmuş) edilmiştir. Bundan Önce bu namazı ne gördük ve ne de duyduk."

|Tartuşi, el-Havadisu ve'l-Bid’a; sy: 133|

Görüldüğü gibi bu gecede mevlit okuma işi bu namaza nisbeten yeni sayılıp daha sonra uydurulmuştur.

3. Mirac Kandili'nin Reddi.!

Recep ayının yirmi yedinci gecesidir.

İmam Şukayri şöyle demiştir;

"Mi'rac kıssasını okuyup Receb ayının yirmi yedinci gecesini kutlamak ve bazı insanların bu geceye has bazı zikir ye ibadette bulunmaları bid'attır. Recep, Şa'ban ve Ramazan aylarında okunan -gayrı sabit- dualar bid'at ve uydurmadır, şayet bunlarda bir hayır olmuş olsaydı bizden öncekiler |Selef| bunda bizleri geçerlerdi. İsra, Mi'rac ve mezkur ayın ihyasına dair hiç bir delil kaim olmamıştır."

|es-Sunenu ve'l-Mubtedi'at, sy: 143|

Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye'de Receb ayının yirmi yedinci gecesi ile ilgili olan namaz hakkında şöyle der:

"Muteber alimlerin belirttiği gibi; İslam alimlerin ittifakıyla bu, (namaz) meşru değildir. Bu ancak cahil ve bid'atçı kimseden sudur eder."

|Şukayri, es-Sunenu ve'l-Mubtedi'at sy: 143|

Bu gecede de mevlit okumak adet halini almıştır. Böylelikle bir bid'ata diğer bir bid'at eklenmiş olunmaktadır.

4. Beraat Kandili'nin Reddi.!

Beraat Kandili ise Şaban ayının ortasında olan geceye denilmektedir. Bu gecenin faziletiyle ilgili bazı rivayetler gelmiştir.

Örnek olarak bir kaçını zikredelim.

Ali radıyAllahu anh'dan Allah Rasulu sallAllahu aleyhi ve sellem şunu demiştir:

"Şaban ayının ortasında olan gece olunca, gecesini ihya eden gündüzünü de oruçlu geçirsin."

|İbn Mace (1388); Beyhaki, Fedailu'l-Evkat (24) Şuabu'l-İman (3542); İbnu'l-Cevzi, el-İlelu'l-Mutenahiye (2/71)|

İmam Busiri şöyle der:

"Bu rivayetin senedinde İbnu Ebi Sebure vardır. Asıl ismi, Ebu Bekr İbn Abdillah İbn Muhammed İbn Ebi Sebure'dir. İmam Ahmed İbn Hanbel ve Yahya İbn Ma'in; bu adamın hadis uyduran bir kimse olduğunu söylediler."

|Busiri, Misbahu'z-Zucace Fi Zevaidi İbn Mace, 2/10|

Diğer bir rivayet ise şöyledir:

Ebu Musa el-Eş'ari radıyAllahu anh'dan Nebi sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir:

"Şaban'ın ortasında bulunan gecede Allah Teala mahlûkatına nazar eder. Müşrik ile cimri müstesna olmak üzere bütün mahlukatını affeder."

|Busayri, Misbahu'z-Zucace Fi Zevaidi İbn Mace, 2/10|

İmam Busiri der ki:

"Ebu Musa'ya ait hadisin senedi zayıftır. Bu da Abdullah İbn Ebi Lehi'a'nın zayıf oluşundandır. Birde Velid İbm Müslim'in tedlis yapması söz konusudur.

|Busayri, Misbahu'z-Zucace Fi Zevaidi İbn Mace, 2/11|

Yine başka bir rivayette de şöyledir:

Hz. Aişe radıyAllahu anha'dan, Nebi sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir:

"Bu gecede Adem oğlundan her doğacak ve ölecek olan yazılır. Ve yine bu gecede onların amelleri yükselir ve rızıkları iner."

|Ebu Şame, el-Bais, sy: 35|

Hz. Aişe'nin Ebu Musa'nın rivayetine benzeyen başka bir hadisi daha vardır. İmam Beyhaki, iki rivayeti de Da'avat'ul-Kebir kitabında tahric ettikten sonra şöyle der:

"Bu hadisin isnadında ve öncekinde de meçhul olan kimseler vardır. Diğeri birine inzimam edilince biraz kuvvet kazanır."

Bid'at İle İlgili eserinde bu rivayetleri serdeden Ebu Şame akabinde şunu söyler:

'Bu rivayetlerde hususi bir namazın beyanı yoktur. Ancak bu gecenin faziletini belirtmektedir. Geceyi ihya etmek ise bütün senenin gecelerinde olduğu gibi müstehabtır. Mahzur ve münker olan şey. bazı geceleri hususi bir keyfiyette hususi bir namazla tahsis etmek, Cuma, Bayram ve Teravih gibi ve bunu da islam’ın şiarından olan mezkur ibadetler gibi izhar etmektir.

|Ebu Şame, el-Bais, sy: 35|

Ancak bu rivayetlerde zikrettiğimiz rivayetlerden hiç birisi sahih değildir.

* Beraat Kandili'nde Kılınan Namaz.!

Allame Ali ibn İbrahim bu namaz hakkında şöyle der:

“Şaban ayının ortasında geceleyin kılmak üzere ihdas edilen (uydurulan) onar defa İhlas Suresi okumak suretiyle cemaatle kılınan Cuma ve Bayramlardan daha fazla önem verilen yüz rek'atlık elfiye namazına gelince, hakkında ancak ya zayıf ya da uydurma haber ve eser gelmiştir. Kut'ul-Kulub ve Ihyau Ulumu'd-Din sahiplerinin zikretmesine veya Salebi tefsirin kadir gecesi olduğunu söylemesine aldanma."

|Tezkirati'l-Mevduat, sy: 45|

Hafız İraki şöyle der:

"Beraat namazı hakkındaki hadis batıldır."

|Şukayri, es-Sunenu ve'l-Mubtede'at, sy: 144|

İbnu'l-Cevzi de: "Şüphesiz bu hadis uydurma!" demektedir."

|el-Mevdu'at, 2/127|

Şeyhu'l-İslam ibnu Teymiyye de buna benzer söz söylemiştir.

|İktidau's-Sıratu'l-Mustakim, 2/632, 639|

* Bu Namazın Çıkış Tarihi.!

İmam Tartuşi şöyle anlatır:

"Bana Ebu Muhammed el-Makdisi haber vererek dedi ki: Bu, bizde ilk olarak Hicri 448 senesinin evvelinde ihdas edilmiştir. Nablus şehrinde İbnu Ebi'l-Hamra adıyla tanınan birisi Beytu'l-Makdis’e geldi güzel tilaveti vardı, kalktı ve Mescid-i Aksa’da Şaban ayının ortasında (15'inde) bulunan gecede namaz kıldı arkadan ona birisi uydu ondan sonra bir başkası daha sonra bir diğeri eklendi, neticede namazı bitirinceye kadar kalabalık bir cemaat oldu. Gelecek sene yine geldi ve arkasında birçok insan bu namazı kıldı. Mescide bu yayıldı. Böylelikle Mescid-i Aksa'da ve insanlarının evlerinde bu namaz intişar etti. Daha sonra bir sünnetmiş gibi günümüze kadar bu namaz devam edegeldi.

|Tartuşi, el-Havadisu ve'l-Bid'a, sy: 132|

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.