Sayfalar

Hamd, ancak Allah'adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Müslümanlar Kardeşlerdir , Irklar Diller Ayetlerdir


 Sığınıyorum Allâh’a taşlanmış şeytandan Adıyla Allâh’ın, merhametiyle kuşatanın, gereğince merhamet edenin...

“Ey o hangi insanlar elbette biz yarattık sizi bir erkek ve dişiden ve ettik sizi halklar ve kabîleler tanışın diye elbette en verimliniz (değerliniz) indinde Allâh’ın , en çok sakınanınızdır , elbette Allâh çok iyi bilen , çok iyi haber alan”. (Hucurât 13)

Müslümanlar kardeşlerdir , ırklar diller ayetlerdir. Yüc
e Allah insanları yaratandır. İnsanları ırklar halinde yaratıyor. Kim bir ırka düşmanlık ederse , Allâh’ın o ırkı o halde o ırk
olarak yaratışı sebebiyle , o ırka değil düşmanlığı o ırkı o ırk olarak yaratan Allâh’a düşmanlıktır. Böyleleri , Allahın düşmanları olan kafirlerdir.
Kim bir aldanışla bu tür bir hataya düşmüş , her hangi bir ırka düşmanlık yapmış ise tevbe etsin. Yüce Allah tevbe edenleri sever, tevbeleri kabul eder.
Yüce Allâh Kur’ân’da 49 numaralı sûre olan Hucurât suresinin 10 numaralı âyetinde şöyle bildirdi :


“Başka değil güvenenler (mü’minler) kardeşlerdir böyle iken düzeltin arasını iki kardeşinizin ve sakının Allahdan olurki siz merhamet edilirsiniz”. (Hucurât 10)

Irkları , renkleri , doğuştan var olan başka özellikleri ne olursa olsun , mü’minler kardeşlerdir kararını veren yüce Yaratıcının , insanlara olan ne güzel bir rahmetidir bu onları kardeş edişi.
Irklar ve renklerin farklılığına rağmen , kardeşler arasında olması gereken sevgi , adalet , merhamet , sahip olma , koruma ve sâire tüm güzellikleri yaşatmamızın gerektiğini böylece anlarız. Irkları gâye edinmenin , başka ırklara düşmanlık etmenin bu kardeşliği bozacağını îmanı bozacağını böylece biliriz. Öyleyse yüce Allâh’ın bize olan şefkati , merhameti ne çok ve ne güzeldir.
Öyleyse yüce Allâh’a güvenerek (îmân ederek) ne güzel bir yola girmişiz. O hiç şüphesiz Merhametlilerin En Merhametlisidir (Erhamur Râhimîn’dir).
Bu güzelliğin düşmanı olan , yüce Allâh’ın ve insanlığın düşmanı olan şeytan ise , bu güzelliği bozmak için , aramızda ırkçılığı yaymak için çeşitli sebeplerle kışkırtıcılık yapıyor. Müslüman ırklar , toplumlar arasında , ırkçılığı yaymaya çalışarak , müslümanları bölmeye , zayıflatmaya çalışıyor. Irkları yaratanın ırkları yaratışında , kendi bulunduğu ırka üstünlük verdiğini , diğerlerini daha aşağı yarattığını düşünmek , akıl ve bilimle açıklanamaz bir şeytan aldatmasıdır. Her ırkta bu tarz düşünen , başka ırkı aşağı kabul eden , bu sebeple , haksız olarak başkalarına zulmedenler şeytana uymuş kişilerdir.
Yüce Allâh’ın merhametini , rahmetini yok etmeye çalışan bu aldanmışlardan olma. Aldananlar tevbe etsin. Yüce Allâh Kur’ân’da Hucurât sûresinin 13 numaralı âyetinde şöyle bildirdi :

“Ey o hangi insanlar elbette biz yarattık sizi bir erkek ve dişiden ve ettik sizi halklar ve kabîleler tanışın diye , elbette en verimliniz (değerliniz) indinde Allâh’ın , en çok sakınanınızdır , elbette Allâh çok iyi bilen , çok iyi haber alan”. (Hucurât 13)

Yüce Allâh’ın değişik halklar ırklar olarak yaratılışımızın sebebini tanışmamız için olduğunu bildirmesinden , ırksal amaçlar için çalışanların , yüce Allâh’ın bildirdiğine aykırı , yanlış bir çaba içinde olduğu böylece anlaşılır. Irksal üstünlük iddialarının yüce Allâhın indinde değersiz , kötü bir iddia olduğu anlaşıldı. Üstünlük arayan , değer bulmak isteyen yüce Allâh’ın bildirdiği gibi ona karşı gelmekten sakınmalı , emrine itaat etmeli , böylece gerçek bir değer bulacaktır. Böylece “…elbette en verimliniz (değerliniz) indinde Allâh’ın , en çok sakınanınızdır…” sözü ile ebedî değer sâhibi olacaktır.

Irksal düşmanlıklarını , çeşitli kılıflarla , uydurma sebeplerle aklamaya çalışarak , insanların bir kısmı üzerinde , yüce Allâh’ın onlara verdiği doğal ırksal , haklarını gasba çalışan bir takım şeytana aldanmış gâfilin , insanlardan bir kısmının yüce Allâh’ın ayet olarak târif ettiği , kendi dillerinin özgür kullanımını kötülük olarak îlân edişleri ve özgürce dillerini kullanmalarını engelleyişleri sıkça tanık olunan , büyük zulümlerdendir.
Bunlar yüce Allâh’ın doğuştan onlara verdiği , doğal haklarını zulümle gasba kalkışan şeytana aldananlardır. Tevbe etsinler. Yüce Allâh tevbeleri kabul eder , tevbe edenleri sever.
Bu konuda kur’ân’da 30 numaralı sûre olan Rûm sûresinin 22 numaralı âyetinde yüce Allâh şöyle bildirdi :

"Ve onun belirtilerinden (âyetlerinden) yaratılış (tarz)ı gökler ve yer yüzünün ve değişik olması dilleriniz ve renklerinizin elbette şunda elbet belirtiler (âyetler) (var) bilenler için". (Rûm 22)

Yani yüce Allâh’ın doğruluğunda şüphe olmayan bildirişinde , ırkların değişik olması , dillerin değişik olması yüce Allâh’ın (varlığının , birliğinin, bildirdiklerinin doğruluğunun belirtilerinden) âyetlerindendir. Öyleyse Allâhın âyetlerine düşman olanların kafir olduğunu bildiren ayetlere göre anla, aldanmış olan tevbe etsin, yüce Allâh’a dönsün.

Şeytana aldanmaktan kurtuluş , ebedî Cehennemden kurtuluş , ebedî Cenneti kazanış ancak yüce Allâh’a itaat ile olabilir. Ayette eğer Mü’minler iseniz Allâh’ın emrine (fiilen) uyun deniyor (Enfâl 1 de). Başka bir ayette , Mü’minlerin , aralarında karar vermesi için Allâh’a ve Elçisine çağırıldıklarındaki sözleri işittik emrine uyduk demeleridir (Nûr 51 de) denilerek, yüce Allâh’ın emrine uymanın ; itaatin , her hangi bir konuda karar verirken Kur’ân ve Sünnete baş vurmanın îmân’ın gereği olduğu bildiriliyor.
Yüce Allâh’ın bildirdiklerinden başka yol tutanların , insanlık târihi boyunca hem kendileri için hem başkaları için , gerçekleşen çeşitli felâketlerin , ölümlerin, acıların , günahların , kafirliklerin günahınında ortak olacaklarını , çekilen acıların , sorumlusu olacaklarının farkına varması ve tevbe etmesini umarım.

Öyleyse Müslüman olan , akıllı olan, Cenneti isteyen , yüce Allâh’ın razı olacağı , Cennetini ve kendi güzelliğini tattıracağı bir kul olmak isteyen yüce Allâh’ın âyetleri karşısında büyüklenmesin , tevbe etsin, inansın , uysun , kurtulsun. Ves selâm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.