Sayfalar

Hamd, ancak Allah'adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz.

28 Mart 2017 Salı

Tesettürün Aslı

İslam, Allah tarafından bize gönderilen son dindir. Kur’an’ı kerim Allah 'in rehber kitabı açıklayıcı olarak gönderilen Allah Resulü  (s.a.s)'ün sünnetidir. Din tercihi konusunda Allah kullarını serbest bırakmış, takı Cenneti hak etsin.
Ancak islam dini tercih edildikten sonra , emirleri uyup uymama serbestiyesi yoktur. Maddi ve manevi olarak Rehber(s.a.s) tarafından öğretildiği şekli ile amel edilme zorunluluğu var. Şekli olarak doğru  uygulanan fakat ihlas gerçekleşmeden hakkın rızası gözetilmiyor ise bundan mükafat beklememek gerekir. Aynı şey keyfi davranarak amelî, aslından koparmak da ameli geçersiz kılar.

Toplumumuzda şekli ibadet, en büyük handikaplardan biridir. İbadette amacın gerçekleşmesi ancak ve ancak bilmek ve tavizsiz uygulama ile gerçekleşir.

Maalesef ki toplumda din, tercih değil miras alınıyor. Oysa iman ve amel bilerek tercih edilip, imtihanlar başarı ile kazanılırsa Cennet vaadine ulaşılabilir.

Son zamanlarda fesat karıştırılan tesettür ile ilgili bir kaç şey söylemek istiyorum.

Allah hanım sahabilerden razı olsun. Onlar Allah’ın bütün emirlerinde olduğu gibi tesettürü de gerek şekli gerekse imani olarak kusursuz uygulanmışlardır.

Nitekim Nur suresinde “Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne örtsünler..." ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı."(Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II/600).

Tesettür dinin şiarlarındandır, İslam’ın şartlarından biridir. Allah, toplumda fesadın önünü kesmek için bize farz kılarak rahmet etmiştir. Tesettür dinin şiarlarındandır. Onu taşıyan ise emanetçidir. Zira tesettür kalıcı iken biz kullar bir vakitten sonra sorumlu oluruz, belli bir vakte kadar. Çocuk, tesettür farz kılınacak yaşa geldikten sonra tesettürü giyer. Adetten kesilen, dikkat çekmeyen kadınlar da dış örtülerini teşhir etmeden bırakabilir.

Evlenme ümidi olmayan, doğurganlık çağını geride bırakmış yaşlı kadınların, süslerini göstererek erkeklerin ilgisini çekme amacı taşımamak şartı ile ev dışında giyilecek elbiselerini giymemelerinin sakıncası yoktur. Fakat kapalı giyim konusunda titiz davranmaları kendileri için daha iyidir. Allah her sözü işitir ve her şeyi bilir.(Nur suresi 60)


Burada dikkati çeken çocuk ve yaşlı insanlara tesettür hafifletilmiştir. Peki neden?
Elbette ki karşı cinsi etkileyerek fesada sebep olmadığı için. Bu kısma çok dikkat etmek lazım Allah, emri ile bir çok hikmet gerçekleşir. Ve toplum korunmuş oluyor.

Maalesef toplum bu konuda anlam ve amaç kayması yaşıyor. Tesettür modaya dönüşmüş durumda; hatları gösteren daracık kıyafetler, dikkat cezbedici  renk ve modeller revaçta. Yüz türlü boyalar, kavisli hale getirilmiş kaşlar,  olgun olmayan davranışlar ile tamamen anlamsızlaştırılmış halde.

Bunları uyararak tesettür ile kastın dikkat çekici giyinmemek; geniş kalın kumaş, model verilmeden, mat renklerden olması gerektiğini anlatılıyor. Bu konuda çok kıymetli kitaplar var.

En hayret verici olan ise, nerede ise tesettürün çoğu şartlarını yerine getiren, peçeli bir güruh ortaya çıkmış durumda!

Tesettürü modalaştırıldığı için giyenler  ancak sakınmayanlardır. Sadece görünen bir çift gözlere türlü boyalar sürerek, peçeyi burun sınırında geniş bağlayıp türlü açılardan göstermek, işte bu farzı amacından saptırmaktır. Elbette amacın ne olduğunu, esefle belirteyim ki teşhir etmektir. Bu ister yarı çıplak, giyinmiş çıplak veyahut peçeli çıplak olsun fark etmez. Bir şekilde çare yok ise gölgesini çekerek göstermeye çalışmakla da olabilir. Veyahut kadınlığını hatırlatmak için kara çarşaf sevdalısı sözlerden dem vurmak. Netice aynı fark ettirmek , göstermek, teşhir etmek.

Vakara uygun davranmamak ile de kendini gösterir. Allah kadın kullarına sakınmanın yolunu en anlaşılır şekilde Kur'an'ı kerimde inzal etmiştir. Kıymet verilen kadınların değerlerini koruması gerekir. Eziyet görmemeleri ve kendi hayırları içindir.

Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin. (Ahzab 32)

  Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Ahzab 59)


Son olarak şunu hatırlamak gerek: İslam’ın şiarlarını dahi  şeytanın dürtülerine alet ediyorsak veyl olsun. Ve hala Kur'an bizi en açık şekilde terbiye ederken , haktan ayrılmaktan ısrarcı olunuyorsa heyhat! Ve hala kişinin kişiliği ve aklı ile değil de bedensel olarak toplumda yer(!) bulmaya çalışıyorsa  yenilmişliğe en açık delildir. Ve eğer ki, nefsimizi ikna etmiyor zayıflık gösteriliyor ise cehennem odunu olmak hakkıdır, adalet bunu gerektirir...

"İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için." (Bakara : 2)

Zehra Celalî Ararat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.