Sayfalar

Hamd, ancak Allah'adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz.

14 Mart 2018 Çarşamba

Aldatıcılara Aldanmamak İçin

Adem (as)in yaratılışı dünyanın yaratılış amacı Allah (c.c) muhkem kitabında bize mükemmel bir üslupla hikaye ediliyor. İlkin Adem
aleyhi selam için Allah yeryüzünde bir halife yaratacağım diyor.

" Hani Rab’ın, meleklere «Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım» demişti..." [ Bakara 30 ]
"Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan O´dur. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok süratli verir. Ama O, gerçekten çok affedici, çok merhametlidir." [Enam : 165]

Sonrasında şeytanın büyüklenmesi, adem oğlu ile şeytan ile arasında ebedi düşmanlık baş gösterdi.  Bu düşmanlık şeytanın hilesi ile adem ve Havva as ‘arin cennetten kovulması ile yeni bir dünyada devam etti, edecek..

"O vakit biz meleklere, Âdem´e secde edin demiştik de İblis dışında tümü secde etmişti. İblis yan çizmiş, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu." [ Bakara : 34 ]

"Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır." [ Bakara : 208 ]

Kuşkusuz Allah Teâlâ yarattığı her şeyi hikmetle yaratmıştır. Bu şeytan ve yandaşlarının varlığında da aynıdır. İmtihan dünyasında iki cephe olmalıdır ki bir mücadele oluşabilsin. Ve Allah ezeli ilmi ile her şeyi olmadan önce bilir.

Süre gelen deneme ve imtihanda düşman farklı renklerde zuhur ediyor.

"Allah katından kendilerine, ellerinde bulunanı tasdikleyici bir resul geldiğinde, kitap verilenlerden bir fırka, Allah´ın Kitabı´nı hiç bilmiyorlarmış gibi kaldırıp arkalarına attılar." [ Bakara : 101 ]

Ilk zamanlar Müslümanlar arasında yalancı peygamberler ortaya çıktılar. Allah Resulünün (sas) öğrencileri onlara gereken cevabı verdiler. Gerek İslam’ı anlatarak gerekte cihad ederek küfrü yerinde ihtilafa girmeden yok ettiler. Sonrasında  zekatı vermedikleri için küfre girdiler. Sonuç yine ihtilaf edilmeden sonuçlandı.

Kimse bu insanların duygusal tepkilerini , yandaşlarının cehaletini öne sürerek berrak suyu bulundurmaya çalışmadı. Çünkü onlar şunu çok iyi öğrenmişlerdi bu din Allah'ındır. Katıksız değişmez aynı zaman zafiyetlere göre yoruma açık değildir. Küfre giren Kur’an ve sünnete göre belirlenir. Tekfir edilende tekfir eden de Allah’ın buyruklarına göre belirlenir. Yani ikiside keyfi davranamaz.

Bugünün müşrik toplumunun dinde at oynatma keyfiliği yoktu. Olmadı da.

"Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah´a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir." [Âl-i İmran : 110 ]

Bugün durum tamamen şeklen de fikrende değişmiş durumda. Allah'ın ayetini okuduğun zaman sorumluluktan kaçmanın yolu;  ya cehalettir bahane ve yahut muasır medeniyet te İslam ile hilafeti gerçekleştirmek mümkün değildir.

Son moda olan ise hilafetin çağrısı demokratik bir hak olarak yapılıyor!  Şeriatı dahi demokrasi izin verirse yapabilirler ne dehşet bir imanı kayma görülüyor.

İlimde derinleşmesi imanda sağlamlaşmaya yaramıyorsa o ilimde ilimi alanda İslam’a bir aykırılık vardır.

Bu gün İslam’ın bayraktarlığını yapması gereken birinin kamuoyu oluşturalım protesto yapmak çağrısı yapıyorsa bilin ki bu demokratça bir harekettir! Demokrasi kimilerine göre yorumlanır biliyorsunuz ki , demokrasi beşeri üretim olduğu için doğru düzgün bir tanımıda yok!

Yeni senorosyon dinde reformu dinden tamamen uzaklaştırılan halkı ikna ederek yapıyorlar. Son zamanlarda Suudi Arabistan en bariz hali ile reform yapıyor. Çok su kaldıran kadın hakları üzerinden. Gayri İslami uygulamalarla iyice katılaştırdıkları hamuru cıvıtmaya başladılar. Neymiş efendim kadın hakları veriliyor! Kadın hakları derken sinema, şalvarlı koşu! Ne muazzam hak iadesi! Yarın bu şalvarlı koşu yapın Suudi Arap kadınlar özgürlük mimarı olarak lanse edilecek!

Kadın pazarının kurulması için öncü kadınlar. Firavunun saray işçisi Israil oğulları akıllara geliyor zulüm çarkının öncü çevireni zulme uğrayan halklar. Günümüz Kürtleri gibi...

Halife Adem'in-Havva'nın torunlarını kandırmak için, şeytanın Allah adına yemin etmesine ihtiyacı kalmadı. Çünkü bu gün artık ne kadar Allah'sız o kadar özgür olacaklarını düşünüyorlar!

"İş bitirilince şeytan onlara şöyle dedi: Allah size hak bir vaatle vaatte bulundu, ben ise vaat ettim ama vaadimden caydım. Benim sizin üzerinizde bir sultam yoktu. Sizi davet ettim, siz de bana uydunuz. Hepsi bu. Şimdi beni kınamayı bırakın da öz benliklerinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Aslında ben sizin, daha önceden beni şirk aracı yapmanıza karşı çıkmıştım. Zalimler için acıklı bir azap öngörülmüştür." [14-İbrahim : 22 ]

 Dini yarım olanlara demokrasiyi verin. Bedel olarak ne isterlerse verirler!

Bunlar ilk defa yapılan tespitler değil elbette. İslam’ın bayraktarlığını yapan İslam alimleri bunu hiç durmadan vurguluyorlar.

Çözüm ; Kuran ve Sünnete katıksız olarak geri dönmekle mümkün. Bırakalım belamlarin dine fesat karıştırma çabasına. Çünkü onlar ancak fasıkları aldata bilirler. Zira Allah'ın biz kullarını şeytanın zayıf hilesinin tesirine koymayacağını biliyoruz. Tabi biz hakkı kendimiz için tek ölçü olarak kabul edip yaşarsak. 

"Rabb´i ona, Müslüman olup bana teslim ol! dediğinde o şu cevabı vermişti: Teslim oldum âlemlerin Rabb´ine!" [ Bakara : 131] "Allah´ın boyasını esas alın. Allah´tan daha güzel kim boya vurabilir! Biz yalnız O´na kulluk ederiz." [ Bakara : 138]

Bizim cemaatimizin asrı saadet Ashabın cemaate uyum sağlaması için Resulluh'in (sas) terbiyesini sünnetinden almamızla mümkün. Bir insanın kardeşimiz ve velimiz olması için iman şartı olmalı tıpkı darul erkama girince Ömer'in İslam düşmanı olması iman edince kardeş olması gibi. Tıpkı İslam kardeşi olan İkrimen'in mürtet olunca düşman olması gibi. İslam üzerine bir araya gelen nadide toplum. İslâm ile yol alan. İslâm ile terbiye edilen. Dini eğip bükmeden tevil etmeden iman eden toplum.

"Ey Mü’minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, ALLAH’ın kitabı Kur’ân-ı Kerim ve Peygamber’in sünnetidir" (Veda Hutbesi/İmam Malik-Muvatta:1395 nolu hadis, Hakim-Müstedraki sahiheyn Cilt1-sayfa 93 )

|Zehra Celalî Ararat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.