Sayfalar

Hamd, ancak Allah'adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz.

3 Eylül 2017 Pazar

21 Yüzyılın Kaybı; İffet!

 Rahman ve rahim olan Allah'in adıyla.

Salat ve selam üzerine olsun  Muhammed Resullulah.

Islam dinini Allah ( c.c)'en geldiği şekli ile katıksız, tahrif olmadan kabul etmek için, Allah'ın Resulunun önderliğini, farz olduğu şekli ile kabul etmek şarttır. Zira din bir bütündür taki insan oğlunun yaratılış amacına uygun şekilde yaşayabilsin.
Zariat süresi 56 Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.

Dönem dönem dinimizi yaşarken bir tarafın eksik kaldığını üzüntü ile fark ediyoruz. Ki farketmek ancak büyük bir imtihan ile baş gösteriyor. Fakat Allah nasıl ki ömrü bir fırsat olarak bize bahsetmiş ise aynı zamanda biz kullarına sonsuz merhametini gerek Resuller göndererek gerekte çeşitli imtihanlar geçirerek gösteriyor.Ki her imtihan bir ikazdir.

Son zamanlarda esefle fark ettiğimiz maalesef ki tedavisinin de zor olduğu ahlaki çürümüşlük her yerden zuhur ediyor.

Belki zamanın şirk ve müşrik toplumu ile yapılan mücadele ahlak ile ilgili kısmın ihmal edilmesi ile tekrar gerek dini gerekte ahlaki -ki birbiri ile çok bağlantılı - kaybinida beraberinde getirdi.

Hatta durum öyle bir raddeye geldiki günaha belkide islam tarihinde görülmeyen oranda cesaretle yaklaşılır oldu. Yapılan nasiatlerin ciddiye alınmaması gunahta israrcilik günahı müşrik toplumundan görüldüğü şekilde sıradanmış gibi sohbetinin yapılması örnek gösterilebilir.

Müslümanın En başında Rabbine karşı sorumlulukları vardır. Sorumluluğa riayet edildiği oranda mümin , günahkâr müslüman, veyahut müşrik ve kafir sıfatları alınır ki bu iman ve küfür arasında bir yol ayırımıdır. Dolayısı ile ya cennet yada cehennem kazanılır.
Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bağladık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.
Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.
Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üslenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz.(İsra Süresi13,14,15)

Bu yazıda üzerinde duracağimiz konu ahlâkın bir şubesi olan iffet ve hayadan bahsedeceğiz. Konu derinliği sebebi ile çok büyük bir alanı kapsıyor. Çünkü hertürlü şirk ve günahtan uzak durmanın da yolu nefsin iffetli davranması ile mümkün.

Haya Allah'in kullarına bir lütfudur. Dünya hayatının nizami yürümesi için azami önem taşır.
Kullarin Rabbine karşı hayali davranması günaha yaklaşmasına engel olur.
Kullarin kullardan utanmasi günaha yaklaşmasına engel olur.
Kulun nefsinden utanmasi kimsenin şahit olmadığı alanlarda günahtan uzak durmasını sağlar. Çok yönlü bir kazançtır.

Allahü teâlâdan haya edin! Allah’tan haya eden, kötü düşünceden uzak durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar. [Tirmizi]
Haya, baştan başa hayırdır. [Müslim]
Her dinin bir ahlakı vardır. İslamiyet’in ahlakı da hayadır. [İbni Mace]

Bugün toplum ahlaki yozlaşmanın belkide son sınırlarına yaklaşmış durumda. Islam gerek toplum kültürünün aşınması, aşındırılması görsel teknolojinin gelişmesi ile hız kazandı.
Bu durum radyo ,televizyon ,tiyatro ,gazete ,dergi en son olarakta sosyal medya aracılığı ile dünyanın en ücra köşelerine kadar ilerleyip sirayet etti.
O kadar vahim bir duruma geldiki hayasızlık gelişmek ile aynı manaya geliyormuş gibi algılanıp algı olusturuludu
Görsel teknoloji avrupa ve laik dolayısı ile dinsiz toplumlarda geliştiği için teknolojiyi ithal ederken,' ahlaki yozlasmisliklarinida ithal etti diğer toplumlar.

Ey iman edenler, şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, (bilsin ki) gerçekten o (şeytan) çirkin utanmazlıkları ve kötülüğü emreder. Eğer Allah'ın üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, sizden hiç biri ebedi olarak temize çıkamazdı. Ancak Allah, dilediğini temize çıkarır. Allah, işitendir, bilendir. (Nur; 21)

Sözde islam toplumları  tevhidi ,kuran anayasasını terk ettikleri gibi ahlaki kültürünü de kaybetmiş durumda. Kültürsüz toplumlar yıkılmaya mahkumdur. Akıl ve nefsin şeytani dürtülere terk edilmesi, gelişimi durdurur dolayısı ile kendi kaderini tayin etmeyen, toplumlar ve devletler bunun en belirgin göstergesi.
Sözde islam devletlerinin vahim durumu ortada.
Bugün kaç tanesinin tam bağımsız olarak yönetildiğini saymaya kalkarsak sıfır olduğunu görmüş oluruz.nasilki yönetim şekli tağuti oluşumlar olan devletlerden alındı aynı şekilde bağımsızlıkta keyfi arzulara satılmış pasif toplumlara dönüşmüş durumda.

Tevhidi diriliş ancak ve ancak kuranin bir bütün olarak ele alınıp aksak kalmaması için Islam gerek itikadi, fikhi ve ahlaki olarak uygulanması ile mümkündür. Çünkü toplum ancak aklettiği düşündüğü zaman cahili sistem ve kuramlarindan azade olabilir.

Tevhid meselesi gerektiği şekli ile ele alınıp ciddiyetle üzerinde duruluyor elhamdülillah. Elbette bu yeterli değil taki müslüman toplumlar hukmedinceye kadar ciddiyetle üzerinde durulmalıdır.

Fakat ahlaki değerlerden haya ve iffet meselesi gerektiği gibi ciddiyetle ele alınmıyor. Ciddi boşluklar mevcut.
Esefle belirteyim ki dini tevhidi olarak hayatına uygulamaya çalışan, ıslamın şiarlarinda tesettürü ve sakal alemetini üzerinde taşıyan maalesef ki iffetten yoksun bir güruh ortaya çıkmış durumda.
Ki bu meseleyi bu şekilde ele almak dahi insanı çok kötü yaralar.Çünkü cahiliye bu kadar yozlaşmasına rağmen hala bu iffetsizlik fikrini hazmede bilmiş değil. Çünkü fıtrata aykırı bir durum.
Durum böyle iken tevhidi toplum nadide iken ,
Bu nebiçim bir kayıptır ki müslüman bir insan gayri meşru ilişkilere iltifat edebilir !
Bu bizim için büyük bir ayıptır.
Avrupa kanunları ile mücadele ederken yozlaşmış kültürünü yaşamak yenilmişliğin en bariz örneğidir.
Durum öyle vahim bir hale gelmişki şeytani kültürün tarzında folortunu müslümanlarla tanistirma reddesine  gelinmiş durumda.
Allâh Rasulü ( s.a.s) dedi ki ;

Kim Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsa,
yanında mahremi olmayan bir kadınla yalnız kalmasın;
çünkü bu takdirde üçüncüleri şeytandır.

Hadisi şerif Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/222; 3/339)
Zinaya yaklaşmayın. Zira o bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.
isra 32.ayet

Ahlaki çürümüşlüğün çirkefinin kokuşmuşluğunun  Son reddesi bu olsa gerek.
Ki kurulacak toplum bu çirkin yuvalarla mümkünmüdür?!
Hiç ihtimal vermiyorum. Çünkü bilinç ne ise çocuklara aktarılan da ancak budur. Taki iffetsiz bir anne babanın oluşturacağı toplumdan çok büyük bir devrim beklememek gerekir.
Insan cürmü kadar yer yakar. Hani neysen birakacağın mirasta odur.

Durumun daha vahim olan tarafı günahını hafife almaktır. Zinanin hertürlü kati surette yasaklanmış ken amali bir şekilde günahına mazaret üretmek şeytanın oyuncağı olduğunun belirtisidir.
Şeytan insanı günaha ikna etmek için bahaneler fısıldar  kulaklarına.

Mü'minlere söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir. Gerçekten Allah, yaptıklarından haberdârdır. (Nur /30)


Bunun bir yenilgi olduğunu, hastalığın tedavisinin de ancak asrı saadeti örnek edinerek haramlardan uzak durmak ile mümkün.
Asri saadet cahiliye toplumundan ortaya çıkmıştı.  Mekke musrikleri zinakar bir toplumdular. Hertürlü isteniyordu. Şimdiki cahil müşrik toplumunda olduğu gibi.

İslam Tarihinde kaç tane gahri meşru ilişki yaşayan örnek sayabiliriz?! Mekkede hiç yoktu dikkat etmek lazım! Nasıl şirk işlemeği terk ettiler ise aynı şekilde 13 senelik zaman zarfında zina ile ilgili kayda giren bir konu bilmiyorum.
Medinede 10 yıllık islam devleti gibi büyük bir toplumda birkaç vakıa biliyoruz.
 Durum böyle olunca islâm ahlâki ashab arasında doğru anlaşıldığı ortaya çıkmış durumda.


"O alemler için ve sizden doğru davranmayı arzu edenler için katıksız bir öğüttür" (Tekvir 27,28)

{Zehra Celalî Ararat }

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.