Sayfalar

Hamd, ancak Allah'adır. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz.

28 Mayıs 2017 Pazar

Ramazanı Doğru Anlamak

Bir insanın Rabbin huzurunda temiz bir kalp(tam teslim), temiz bir niyet, temiz bir hayat ile durması gerekir. Ramazan bereketli bir aydır. Ruhun arınması, nefsin terbiye edilmesi, imanın yenilenmesi, yanlışların duzeltilmesi, Hakkın öğrenilmesi, bedenin sıhhati, aklın ve ruhun tezkiyesi gibi uzatılabilecek bir çok faydayı bu ayda bulmak mümkün.

Mübarek Ramazan ayı sebebi ile dinin nasihat olduğunu hatırlayarak, Hakka ulaşmanın yolunu tekrar hatırlamak için Allah Resul'ünün rehberliği ile Kur'an'ı anlamamız farzdır.

En doğru şekli ile Muhammed(s.a.s)'in rehberliği ile Kur'an'ı anlayarak mütevatir hadislerin, ayetleri tefsir etmesi ile hayata uygulanabilir.

Her zaman yapılması gereken Kur'an'ı Kerimi bir bütün olarak ele alıp, temelden hayatımızı inşa etmek gerekir. Taki Rabbinin huzurunda temiz bir niyet ve doğru bir yol haritası ile durabilmek için.

Şüphesiz samimiyet her zaman bizim için vazgeçilmez ruhi ihtiyaçtır. Samimiyet olmadıkça doğruyu bulmak da mümkün değildir hiç şüphesiz. Fakat samimiyet, teslimiyet ile birleşmediği; Rab için herşeyi feda etmek ile güçlendirilmediği müddetçe çimentosuz duvar örmeye benzer.

Şüphesiz yoluna çıkıp da hakkı olduğu gibi, Allah'ın emrettiği şekli ile yaşamayı engelleyen engelleri aşmak için Kur'an'a tam bir kanaat ve  bu yola her şeyin feda olması gerekir ki, burda da tek belirleyici olan düstur Allah(c.c)'ın buyruklarıdır.

Bizim üzerimizde tek hakim olan Allah'tır. Allah'ın bizim için seçtiği din olan islam tek gayemiz olmalıdır.

"İbrahim de oğullarına şunu vasiyet etti, Yakub da: Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçmiştir. O halde ancak müslümanlar olarak can verin." -Bakara : 132

Temelin sağlamlığı harcın kusursuz olarak tedarik edilip, doğru şekilde kullanılması ile mümkündür. Malzemeden çalınan bina er yada geç yıkılır. Enkazdan yaralı va sağ çıkmak da mümkün ölü çıkmak da mümkün. Durum böyle olunca Allah'ın bir deneme olarak bize verdiği bu hayatı yaşarken, Kur'an'ın öğretilerine göre hareket etmek durumundayız. Allah, dini bir bütün olarak yaşamayı farz kılmıştır.

Onlar ki; dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka olmuşlardır. Her zümre kendi yanında olanla sevinir durur. - Rum : 32

Rum süresindeki zumrelerin kınanmış halinden korunmak için, dini bir bütün olarak yaşamaya niyet etmek şartıyla İhsan ve ihlasla amel etmek gerekir. Ramazan ayından verimli  yararlanmak için, Ramazanda indirilen Kur'an'ın bize neyi öğütlediğini bilmemiz gerekir.
Allah'ın ilk indirdiği süre Alak süresi "oku" emri ile başlıyor.

Düşünmek gerekir neden ilkin okumak emredilmiş?
Neden ilkin başka bir şey değilde "oku" emri verildi?

"Oku" emri amelde hak ile batılın ayrılması için tek yoldur. Okumak, öğrenmek ve amel etmek birbirini devamıdır. Bilmeden öğrenmeden körü körüne taklit etmek emredilmedi. Okumak, sorgulamayı; doğru ile yanlışı ayırmayı; İddiaları araştırarak kıyas etmeyi de beraberinde getirir.
Rabbin emir buyurduğu gibi dini delilleri ile kabul etmenin de tek yolu okumaktır.

Yoksa, önce yaratan, sonra da onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah'ın yanında başka bir ilah mı? De ki: Şayet doğru sözlü iseniz, delilinizi getirin.  - Neml : 64

Dikkat etmek gerekir ki, oku emri "yaratan Rabbin adıyla oku" diye devam eder.
Yaratan Rab? Burada 'Rab' kelimesinin ne manaya geldiğini bilmek gerekir.
“Rab” kelimesi Mâlik, yaratıcı, sahip, bir şeyi ıslah eden, terbiye eden, efendi anlamlarını ifade etmektedir.
Kelime anlamından da  anlaşıldığı şekli ile Allah'ın isimlerinden Rab çok geniş  manalar içeriyor. Özellikle ıslah eden ve terbiye eden manaları ilk indirilen sürede geçmesi hesabı ile çok daha ibret alınması; düşünülüp kafa yorulması gereken bir konudur.

Çünkü bizi yaratan Rabbimiz aynı zamanda Kur'an'ı Kerimi, Muhammed(s.a.s) Resulü vasıtası ile indirerek bizi ıslah ve terbiye ediyor. İşte bunun yolu da ilkin oku emri ile başlanmış! Okumak tefekkürü de beraberinde getirir. Yoksa salt okumak yeterli olsa idi tek başına oku emri gelirdi. Yaratan Rabbin adıyla oku denmezdi!

Terbiye olmak içinde yol gösterici olan Muhammed(s.a.s)'in rehberliği ile gerçekleşir. Mütevatir hadisler bizim ikinci kaynağımızdır. Çünkü biz insanları yaratan Allah, fıtratımızın da hâlikidir. O yüzden bize bir yol gösterici göndererek terbiye etmiştir.

 "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir."  - Âl-i İmran : 31

Rab kelimesinin bir diğer anlamıda Efendidir. Efendi, yöneten ve hükmeden manasına gelir. Terbiye ve ıslah eden Allah aynı zamanda bizim efendimiz ve hakimimizdir de.

İlk inen sürede(Âlak suresi) yol haritası bize gösterilmiştir. Hakkı, Rabbin adıyla oku, tahlil et, düşün sonra da terbiye ve ıslah ol. Senin tek malikin ve efendin Allah'tır. Temel itikadi konular tek cümlede özetlenmiş. Hayatın bir bütün olarak Allah'ın emrine ve indirdiği delillere göre dizayn edilmesi gerektiğini anlıyoruz. Allah öğretisi dengeyi de içinde barındırır. Nasılki Allah yeryüzünü tek ve ortaksız halk etmiş, her yarattığı varlığa bir yörünge tayin ederek yönetmiş ise biz insanları yaratan Allah, aynı zamanda tek efendimizdir. Tek hakim ve hükmeden Allah. Burada bir denge ve uyum mevcut. Yer ve gök tek yaratan ve yöneten olan Allah'ındır. Ve bu dünya bir sınav bir deneme yeridir. Bunu bilerek hakkı bu şekilde aramak, okumak, temiz bir niyet, sağlam kanaat, istisnasız teslimiyet ile gerçekleşir.

Ramazan ayı da Allah'ın alemetlerinden biridir. Ramazan ayının diğer aylardan ayıran ve mübarek kılan nedir? Ki bu ayda bin yılın sevabı var. Bu ayı bu kadar özel kılan ne?

"Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur´an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır."  - Bakara : 185

İşte Ramazan ayının özel kılan bu ayda Kur'an'ın indirilmiş olmasıdır. Ve ayet o kadar açıktır ki, bizi Hakka yormadan götürüyor.

Burada Ramazanın bereketinden yararlanmak için peygamberimizin bize gösterdiği şekli ile amel etmek gerekir ki, bid'atlerden sakınabilelim. Çünkü her bid'at dalalettir. Dalalet de ateştedir.


İlkin günümüzün hilal gözetlemeyi terk etmesi bid'attir. Sahih sünnete göre hilal gözetlenerek oruca başlanır aynı şekilde hilal gözetlenerek bayram edilir.

İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu : “ Hilali görmedikçe (ramazan orucuna başlamak için) oruç tutmayın, hilali görmedikçe (bayrama girdik sanarak orucu terk ederek) iftar etmeyin. Eğer hilal üzerinize bulutlanırsa miktarını (Şaban’ı 30’a tamamlayarak) hesap edin.” ( İmam Müslim )

Ebu Hureyre (r.a.) şöyle dedi, Rasulullah (s.a.v.) 1 gün ve 2 gün evvelden oruç tutmak suretiyle sakın ramazanın önüne geçmeyiniz. Bir kimsenin adet edindiği bir orucu tutar olması müstesnadır. Böyle kişi adet edindiği o orucu varsın tutsun.” (Müslim )

Kim şüpheli günde oruç tutarsa oruç tutan Ebu’l Kasım’a (Muhammed’e) isyan etmiştir.” (Buhari-Ahmed bin Hanbel-İbn Hibban-İbn Huzeyme)

Sahurun erken bitirilip iftarın geçiktirilmeside günümüzde yaygın bid'atlerdendir.

Adiyy İbn Hatim şöyle dedi. “ sizin için fecrin beyaz ipliği siyah iplikten seçilinceye kadar ” ayeti nazil olduğu zaman Adiy, peygambere hitaben : “ Ya Rasulullah Ben yastığımın altına bir beyaz birde siyah iplik olmak üzere iki ip koyuyorum da geceyi gündüzden fark edemiyorum ” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) muhakkak ki senin yastığın çok enlidir. Bu beyaz iplik ile siyah iplik gecenin karanlığı ile gündüzün beyazlığından ibarettir.” ( Müslim )

Yatsı namazı kıldıktan  sonra;  sahih hadislere göre terevih namazı 8/12/20 rekat kılınır. Ikişer ikişer rekat olarak kılınır.

Kadınların hayızlı iken oruç tutması haram kılınmıştır. Adet olan kadın orucu bırakır temizlenince gusledip ramazan orucuna devam eder. Tutmadığı günler kadar ramazan bayramından sonraki  günlerde kaza eder.

Kadir gecesinde ibadet etmek Kur'an ve sahih sünnette delili olan tek gecedir.
“Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin -kul hakkı hâriç- geçmiş günâhları bağışlanır.” (Müslim, Müsâfirîn, 175)

Âişe -radıyallâhu anhâ-, Peygamber Efendimiz’e: “–Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sormuş,

“«Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!» diye dua et!” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 84)

“Kadir gecesi ile ilgili rüyalarınızın, Ramazan’ın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O halde Kadir gecesini arayan onu Ramazan’ın son yedi gecesinde arasın!”

 (Buhârî, Leyletü’l-kadr 2,)
“Kadir gecesini ramazanın son on günü içinde arayınız!”(Buhârî, Leyletü’l-kadr 3)

"Seninle kanıt yarıştırmaya girerlerse şöyle söyle: Ben yüzümü Allah'a teslim ettim. Bana uyanlar da. Kitap verilenlerle ümmîlere de sor: Siz de teslim oldunuz mu? Eğer teslim olurlarsa doğruya ve güzele kılavuzlanmışlardır. Yüz çeviririlerse sana düşen sadece tebliğ etmektir. Allah, kullarını görmektedir."  - Âl-i İmran : 20

"Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, herşeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik."  - Nisa: 174

Zehra Celalî Ararat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.